Bal arıları hakkında bilmenizde fayda olacağını düşündüğümüz bilgileri sizlerle paylaşmak isterim.

Bal arıları sosyal canlılardır. Ana, erkek ve işçi arılardan oluşan bal arısı ailesi, koloniler halinde yaşam sürerler. Bir bal arısı kolonisi; bir ana arı (kraliçe arı), birkaç yüz erkek arı ve sayıları on bin ile seksen bin arasında değişen işçi arıdan oluşur. Kraliçe ve işçi arılar dişidir.

Bir işçi arının ortalama ömrü 52 gündür ve ömrü boyunca sadece yarım çay kaşığı bal üretir. Kraliçe arıların ömrü 3-4 yılı bulabilmektedir. Kraliçe arı diğer arılara göre, daha özel ve besin değeri daha yüksek olan arı sütüyle beslenir. Bu beslenme sayesinde kraliçe arı diğer arılara göre yetişkinlik dönemine daha kısa süreyle ulaşır. Erkek arılar bal yapmaz ve enteresandır ki erkek arıların iğneleri de bulunmaz. Erkek arıların koloni içerisindeki tek görevi kraliçe ve dişi arıların döllenmesini sağlamaktır.

Bir işçi arı ömrü boyunca sadece yarım çay kaşığı bal üretir.  Bir kavanoz bal için 40 bin arının bilfiil çalışarak yaklaşık 6 milyon çiçekten polen toplaması gerekir.

Bal arıları ile ilgili binlerce kitap yazılsaydı eğer yine de kaleme alınmayan eksik birçok şeyler kalırdı sanıyorum. Mısırlı doktorlar balı 5 bin yıl önce ilaç olarak kullanıyorlardı. Balayı aşkın gıdası olan baldan gelmektedir. Balın rengi ve kokusu bölgenin florasına göre farklılıklar gösterir. Koyu renkli ballar antioksidan aktivitesi bakımından en yüksek değere sahip olan ballardır.

BAL;

Bal, bal arıları (Apis mellifera) tarafından yapılan hoş bir aromaya sahip, yüksek besin değeri olan bir yiyecektir. Bal arıları insanlık tarihinin ilk günlerinden bu yana gezegenimizde mevcuttur. Bu nedenle balda o tarihten beri arılar tarafından üretilmektedir. Mısırlı doktorlar balı 5 bin yıl önce ilaç olarak kullanıyorlardı. Balayı aşkın gıdası olan baldan gelmektedir. Balın rengi ve kokusu bölgenin florasına göre farklılıklar gösterir. Koyu renkli ballar antioksidan aktivitesi bakımından en yüksek değere sahip olan ballardır.

Bir işçi arının ortalama ömrü 52 gündür ve ömrü boyunca sadece yarım çay kaşığı bal üretir. Marketlerde gördüğümüz 450 gr lık balın üretimi için arılar yaklaşık 2.6 milyon çiçeği ziyaret etmek zorundadır. Gezegenimizde 25 binin üzerinde arı türü vardır. Ancak bu türlerden çok azı bal üretmektedir. Kovan içindeki üremeyi sağlayan kraliçe arı yaklaşık 7 yıla kadar yaşayabilir. Kraliçe arının temel gıdası arı sütüdür. Bal üretmek dişi arının görevidir. Erkek arılar sekiz haftaya kadar yaşar ve görevi sadece kraliçe arı ile çiftleşmektir. Kovanda az sayıda bulunurlar ve görevleri bitince işçi arılar tarafından kovandan uzaklaştırırlar. Bal arıları ile ilgili binlerce kitap yazılsaydı eğer yinede kaleme alınmayan eksik bir çok şeyler kalırdı sanıyorum.

Yüksek besin değerlerine sahip bu muhteşem gıdayı üreten bal arıları ile ilgili kısaca bilgi vermeye çalıştık. İsterseniz şimdi gelin, balın sağlığımız için ne kadar önemli bir besin maddesi olduğunu işleyelim.

Bal, hem gıda, hem ilaç ve hem de kozmetik sanayinde kullanılmaktadır. Balın içeriğinde 200’den fazla bileşen vardır. Ayrıca içeriğinde doğal şekerler, enzimler, vitamin ve mineraller, proteinler, aminoasitler ve diğer bilinmeyen maddeler mevcuttur.

Vitaminler; A, B1, B2, B3, B5, B6, C, D, E, K, Niasin.. Mineraller; Potasyum, fosfor, kalsiyum, sodyum, selenyum, krom, sülfür, magnezyum, demir, çinko, manganez, bakır..

Balın doğal antibakteriyal ve antienflamatuar etkileri mevcuttur. Balın antibiyotiğe dirençli bakterilere karşı güçlü in-vitro aktivitesi ve antibiyotik tedavisine yanıt vermeyen kronik yara enfeksiyonlarında başarılı uygulamaları ilgiyi yeniden bala yöneltmiştir. Balın antibakteriyal etkisi, içerdiği bileşenlere ve balın botanik kökenine dayanmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar, balın 7 tip zararlı mikroorganizma üzerine katalaz enzimi ile birlikte etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada balın bu bakterilerin gelişmesini yavaşlattığı ve özellikle Bacillus cereus’un üremesini tamamen durdurduğu tespit edilmiştir. Koyu ve açık renkli balların kullanıldığı bu çalışmada, koyu renkli balların açık renkli ballara göre gıda kaynaklı patojenlerin üremesini önleyici etkilerinin daha fazla olduğu da bildirilmiştir.

Balın içeriğinde bulunan çok sayıda flavonoid ve fenolik asit, güçlü antioksidan etkiye sahiptir. Balın antioksidan özelliği yüksek duygusal, fiziksel ve zihinsel streste antidepresan etki göstermesini sağlamaktradır. Balın antioksidatif etkisi, yapısında bulundurduğu askorbik asit ve diğer fenolik – enzim bileşenleriyle sağlanmaktadır. Bal ayrıca flavonoid ve karotinoidleri de içermektedir. Bu bileşiklerin yüksek seviyelerde olması balın antioksidan düzeyinin de yüksek olmasını sağlamakta ve oksidasyona karşı olan etkisi bazı kronik hastalıkların önlenmesinde oldukça etkin olabilmektedir. Bunlar arasında balın özellikle kanser, kardiyovasküler hastalıklar ve diyabete karşı koruyucu olduğu bildirilmiştir.

Bal dünyada geleneksel halk tıbbında yaygın olarak kullanılmasına karşın, bilimsel verilerin eksikliği nedeniyle modern tıpta sınırlı kullanım alanına sahiptir. Balın antioksidan özelliklerinin gün ışığına çıkması yakın zamanlarda olmuştur. Gerçekte antioksidanların kanser, koroner hastalıklar, inflamatuar hastalıklar, nörolojik dejenerasyon, yaşlanma gibi farklı hastalıklara karşı önleyici etkilere sahip olması, antioksidanlardan zengin besinler arasında balın araştırılmasını teşvik etmiştir.

Balın ülser ve diğer mide hastalıkları, kalp yetmezlikleri, çarpıntı, kemik hastalıkları, öksürük, alerji, bronşit, kansızlık, boğaz ağrısı, sinir sistemi hastalıkları ve bazı cilt hastalıkları gibi 500’e yakın hastalığın tedavisinde olumlu etkileri olduğu ileri sürülmüştür. Ayrıca kabızlığı giderdiği, damarları genişlettiği, kan dolaşımını kolaylaştırdığı, kalbi güçlendirdiği, yağ sindirimini kolaylaştırdığı, yara ve yanıkları iyileştirdiği de bilinmektedir.

Balın insan sağlığı üzerine etkileri ile ilgili olarak yapılan bir çok çalışmada, özellikle hastalıklara karşı etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır.

Şu ana kadar balın sağlığımız için önemine değindik. Ancak şunu unutmayalım.. Tükettiğimiz balın analizlerinin yapılmış ve gıda kodeksine uygunluğunun olması gerekmektedir. Aksi halde sağlığımızı bozabiliriz..

Sevgiyle ve sıhhatle kalın..

Gökhan Aydoğdu

Akupunktur ve Apiterapi uzmanı